20 Ekim 2016 Perşembe
TANRI DİNİNDE (TENGRİCİLİKTE) TANRILAR VE TANRIÇALAR YOKTUR
Tek tanrı inancı, Türkler arasında bin yıllardan beri süregelmiş olan bir inanç sistemidir. Tengri, tek yaratıcı olarak görülmüş, kurban sunulan en kutsal varlık olarak kabul edilmiş ve inanç sisteminin merkezinde yer almıştır.
Yazıtların yanlış çevirilmesi sonucu eski Türk dini çok tanrılı bir din gibi tanıtılmaktadır. Bunun en bilinen örneği Tonyukuk Yazıtı'ndaki bölümdür:
“....Tengri Umay iduk yir sub basa berti erinç neke tezerbiz” sözleri “Tanrı Umay, kutsal yer su üzerine çöküverdi her halde, niye kaçıyoruz?” biçiminde çevirilmektedir.
Eğer Umay, Tanrı olarak nitelendirilseydi Türk dil kurallarına göre “Tengri Umay” değil, “Umay Tengri” olarak yazılması gerekirdi; aynı “Kök Tengri” ya da “Türük Tengri” gibi. Bu açıdan yukarıdaki sözlerin doğru çevirisi
“Tengri, Umay, kutsal Yer-Su basıverdi erinç, neye tezeriz?” (Tengri, Umay, kutsal Yer-Su dirlik, rahatlık vermişken niye acele ederiz?) biçimindedir.
Burada bir hiyerarşi vardır; Önce Tanrı, sonra Umay gibi gök ruhları (iyeler), sonra da doğa ya da ata ruhları olan Yer-Su iyeleridir. Kurban sunumlarında da bu hiyerarşi izlenir.
Eski Türk yazıtlarının yanlış çevirilerek Tengri inancının çok tanrılı bir din gibi gösterilmesine başka bir örnek de bir Kök Türk kağanı olan Eletmiş Yabgu (Bilge Ataçım) adına 716 yılında dikilen yazıttır. Yazıtta şöyle yazar:
“Üze Tengri kan ülüg yılka yetinç ay küçlüg alp kağanımda adrılu bardıngız Bilge Ataçım yoğın olurugıngın kazğantım sub yir Tengri öd .....ç eki erür erti”.
Orhun alfabesinde -ö ve -ü sesleri aynı harfle yazıldığı için bu yazıttaki “üze” sözü “öze” olarak okunup, “Üze Tengri kan” sözleri “Yüce Tanrı kağan” olarak çevirilmektedir. Oysa yazıtın günümüz Türkçesine çevrilişi şöyledir:
“Yukarıda Tanrı, kağanı yılan yılının yedinci ayında yitirdik. Bilge Atam için ağlayarak yoğ töreni yaptık. (Yalnızca) Suyun ve yerin tanrısı zamana karşı güçlüdür.”
Burdan da anlaşıldığı gibi, Tengri dininde yalnızca yukardaki Tanrı, yani gök/evren sonsuzluğu (zamanı) yaşar, insanlar ölümlüdür. O, suyun ve yerin (tüm doğanın) tanrısıdır; O, yaratıcı olan tek varlıktır.
Türk yazıtlarının çevirilerini yapanların niyetleri bellidir; amaç, eski Türkleri çok tanrılı bir dine inanan ilkel halklar gibi göstererek Semitik dinlerin doğru dinler olduklarını kanıtlamaktır. Eski bir Türk adı olan “Tengriken” adını bile çarpıtarak “Tengri kağan” ya da “Tengri” olarak çevirmektedirler. Oysa Tengriken, tanrıya inanan demektir.
Yapılan yanlış çevirileri hiç sorgulamadan onaylayanlar ise, bu “çok tanrılı” Tengri inancını hoş bir şeymiş gibi görmeye çalışmaktadırlar. Bu, gereksiz bir çabadır.
TANRI DİNİ / ŞAMANİZM ADIYLA ÖRTÜLEN TENGRİCİLİK
Arif Cengiz Erman
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder