4
1) The Obelisk of Theodosius: The obelisk was originally set up by Thutmose III of the 18th Dynasty of Egypt in close to 1450 BC along with a similar one in front of the Temple of Amun-Ra at Karnak. Inscribed on the obelisk is an Egyptian hieroglyph script, still clearly distinguishable. The script reads that it was in his father’s honor that Thutmose erected an obelisk at Karnak and a monument in Mesopotamia. Depictions of the Pharaoh and Amun-Ra are also featured on it. Several obelisks were transported from Egypt to Rome. It was Constantine the Great who displaced this one in order to decorate his new capital, yet the delivery took long for unknown reasons. It was during the reign of Theodosius I that the obelisk was re-erected in its current place. The stone piece now stands 19.59 meters tall, which is shorter than and most probably only two thirds of its original size. The base has been significantly smoothened with an eventual gash up on of the hieroglyphs in the middle. It may be that the monument was broken during handling or deliberately damaged to take off the burden to a certain degree.
1) Theodosius Dikilitaşı: Theodosoius Dikilitaşı, ilk olarak eski Mısır’ın 18. hanedan hükümdarlarından III. Tutmosis adına M.Ö. 1450’ye yakın bir tarihte, bir benzeri ile birlikte, Karnak’taki Amon-Ra Tapınağı önüne yerleştirilmiştir. Dikilitaşın üzerindeki Mısır’ın hiyeroglif yazısı net bir biçimde görülebilmektedir. Bu yazı, Tutmosis’in babası için Karnak’ta bir dikilitaş diktirdiğini ve Mezopotamya’da bir anıt yaptırdığını anlatmaktadır. Üzerinde Firavun ile Tanrı Amon-Ra’nın resimleri vardır. Roma kentine Mısır’dan çok sayıda dikilitaş taşınmıştır. Konstantin de kendi kurduğu yeni başkenti (İstanbul) süslemek için bunlardan birini yerinden söktürmüş ancak buraya getirilmesi bilinmeyen nedenlerle uzun süre gecikmiştir. I. Theodosius zamanında şimdiki yerine dikilmiştir. 19,59 m yüksekliğindeki taşın ilk halinin daha uzun olduğu ve bugüne kalan kısmının, aslının ancak üçte ikisini oluşturduğu söylenebilir. Anıtın alt kısmı muntazam bir biçimde düzeltilmiş ve bu arada da hiyerogliflerden biri tam ortasından kesilmiştir. Anıt, taşıma sırasında kırılmış ya da bir dereceye kadar hafifletilmesi amacıyla kesilmiş olması da olasıdır. Dikilitaş mermerden bir kaide üzerine oturtulmuştur.
4
The Obelisk is placed on a marble pedestal. On two sides of the main part are inscriptions in Ancient Greek and Latin. Featuring on all four faces are hieroglyphs. The base of the pedestal got buried in time during the Ottoman era due to the rising ground level, which was excavated and unearthed up until the bottom level by the British researcher C.T. Newton in April 1857. The pedestal has ever since been located in a square-shaped hole encircled by iron rallings. The marbe pedestal was set up when the obelisk was re-erected at the Hippodrome along with various depictions among which is the re-erection itself. The scenes on the pedestal depict chariot races with the Emperor in attendance.
Kaidenin yine mermerden yapılmış temel kısmının iki yüzüne Eski (Antik) Yunanca ve Latince kitabeler işlenmiştir. Dikilitaşın dört yüzünde de hiyeroglifler yer almaktadır. Osmanlı dönemi boyunca Dikilitaşın etrafındaki zemin zamanla yükseldiği için kaidenin alt kısmı toprağa gömülmüştür. İngiliz araştırmacı C.T. Newton, Nisan 1857’de kaidenin etrafında bir kazı yaparak en alt seviyeye kadar açmıştır. Bu tarihten beri taşın kaidesi, etrafı demir parmaklıklı kare bir çukurun içerisinde bulunmaktadır. Hipodrom’a konulurken dikilitaş için mermerden bir kaide ve çeşitli kabartmalar arasında taşın dikilişini gösteren bir figürler yapılmıştır. Hipodrom’u süslemek için getirilen taşın kaidesinde burada yapılan araba yarışlarını ve onları seyreden İmparator I. Theodosius’u resmeden kabartmalar bulunmaktadır.
3
2) The Walled Obelisk: It is one of the three ancient monuments of the Hippodrome, which has survived to the present day. In the middle of the Hippodrome, there was a set that bisects race space and called as spina in roman period where car racings of Constantinople were made. One this set, monumental buildings having moved here from various places where located and at the end of the spina, there was this column as last monument. Columns are formed by hewn stones in different sizes by walled up. On one side of the marble pedestal, a six verses Ancient Greek inscription was treated. Here, “This four-cornered majestic and wonderful monument was ruined, was optimized with respect to the previous image by the Emperor Constantine and by his son Romanos the glory og the state. Rhodes colos was marvelous; this bronze monument created the fascination”. Kolos mentioned herein was a considerably Apollo statue located at the harbor of Rhodes and considered one of the Seven Wonders of the World in the first era. As it’s understood from the text of the inscription, it was restored by the Emperor Constantine and his son Romanos. The obelisk used to be covered with gilded bronze plaques before the Latin Invasion of Constantinople but they were all stolen by the Crusaders. Today many holes from that day can be seen on the obelisk.
2) Örme Dikilitaş: Hipodrom’dan günümüze kalan 3 antik anıttan biridir. Roma döneminde Konstantinopolis’in araba yarışlarının yapıldığı Hipodrom’un tam ortasında, yarış alanını ikiye ayıran ve spina olarak adlandırılan bir set bulunmaktaydı. Bu set üzerinde çeşitli yerlerden buraya taşınmış olan anıtsal yapılar yer almaktaydı ve spinanın ucunda son anıt olarak Örme Dikilitaş bulunmaktaydı. Dikilitaş değişik ölçülerde yontulmuş taşlardan örülerek meydana getirilmiştir. Mermer kaidesinin bir tarafında, Eski Yunanca 6 mısralık bir kitabe işlenmiştir. Burada “Bu dört köşeli heybetli ve harika anıt, zamanla harap olmuşken, şimdi İmparator Konstantinos ile devletin şanı olan oğlu Romanos tarafından önceki görüntüsüne nispetle daha iyi duruma getirildi; Rodos kolosu harikulade idi, bu bronz anıt ise hayranlık yaratmaktadır” yazar. Burada adı geçen kolos, Rodos Limanı’nın ağzında bulunan ve ilkçağ dünyasının yedi harikasından biri sayılan dev ölçüde bir Apollon heykeli idi. Kitabeye metninden anlaşıldığı üzere, İmparator Konstantinos ile oğlu Romanos tarafından onarılmıştır. Latin İşgali öncesinde sütun yaldızlı bronz plakalar ile kaplıyken işgal sonrasında bu plakalar Haçlı orduları tarafından yerlerinden sökülmüştür. Bugün sütun üzerinde o dönemden kalma birçok oyuk bulunur.
1
During the Ottoman period in the 16th century Pierre Gilles has done quite fully depiction of the obelisk. Evliya Çelebi, a famoust Ottoman traveler, discloses that the monument is one of the city’s charms. Due to the ground-level rise of At Meydanı (Hippodrome), while the base of the monument is embedded, was surrounded by railings around by opening the base surrounding with the permisson given by Charles Newton in 1856 durin the Crimean War. In photographs taken in 19th century, a result of falling of the stones of the monument in the middle part, there seems to be a drain. In the repairs, the gaps were filled and the demolition of the monument was prevented. Monument is 32 meters tall and marble pedestal at the base comes after three digits. The body is built of many non-uniformed chiselled stone. In the central section, more uniform filler with respect to the top and the bottom bears the traces of repairs performed in the last years of 19th century.
Osmanlı döneminde, 16. yüzyılda Pierre Gilles, Örme Dikilitaşı oldukça etraflı tasvirini yapmıştır, Evliya Çelebi ise bu anıtın şehrin tılsımlarından biri olduğunu bildirmektedir. At Meydanı’nın toprak seviyesinde yaşanan yükselmeden dolayı anıtın kaidesi gömülü durumdayken Kırım Savaşı sırasında, 1856’da Charles Newton’a verilen izinle kaidenin çevresi açılarak etrafı demir parmaklık ile çevrilmiştir. 19. yüzyılda çekilen fotoğraflarda anıtın orta kısmında taşların düşmesi sonucunda bir boşalma olduğu görülmektedir. Yapılan onarımlarla buradaki boşluklar doldurularak anıtın yıkılması engellenmiştir. Anıt 32 m boyundadır ve temelindeki üç basamaktan sonra mermer kaide gelmektedir. Gövde pek muntazam yontulmuş olmayan taşlardan örülmüştür. Ortalardaki bölümde, alt ve üst kısımlara nispetle daha muntazam olan dolgu, 19. yüzyılın son yıllarında yapılan onarımın izlerini taşımaktadır.
2
3) The Crimean War Memorial Obelisk: It’s situated in Haidar Pasha British Cemetery which is in Haydarpaşa neighborhood of Kadıköy, the Asian Side of Istanbul. The monument was erected in memory of British soldiers who died in Crimean War in 1857, during the reign of Queen Victoria. There are inscriptions on the obelisk where it’s written that “To the memory of the officers and men of the British Army and Navy who in the war against Russia in 1854, 1855 and 1856. Died for their country. This monument was raised by Queen Victoria and her people 1857.” The obelisk has got 4 giant angel statutes which are exactly the same as each other. There is also a bronze plaque to Florence Nightingale’s memory that can be seen on the pedestal of the obelisk. (She has served in Istanbul during the Crimean War. Click here to read more about the cemetery)
3) Kırım Savaşı Anıt Dikilitaşı: Dikilitaş, Haydarpaşa’da bulunan Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı’nda yer almaktadır. Anıt, 1857 yılında Kraliçe Victoria tarafından, Kırım Savaşı’nda ölen İngiliz askerlerin anısına diktirilmiştir. Anıtın üzerindeki kitabelerde “1854, 1855 ve 1856’da Rusya’ya karşı verilen savaşta ülkesi için ölen İngiliz Ordusu ve Deniz Kuvveleri’nin askerleri anısına. Bu anıt Kraliçe Victoria ve halkı tarafından 1857’de dikilmiştir.” yazmaktadır. Anıtta tıpatıp birbirinin aynısı olan melek şeklindeki 4 adet büyük heykel bulunmaktadır. Ayrıca anıtın kaidesinde Florence Nightingale’in anısına birde bronz plaka bulunmaktadır. (Kırım Savaşı’nda İstanbul’da hizmet etmiştir.