İlk kandil kutlamasını Erbil Hükümdarı Selçuklu Atabeyi Muzaffereddin Gökbörü uygulamıştır.Tabiki kandil ismini osmanlı zamanında almıştırErbil’de, Hz. Muhammed’in doğum gününü münasebetiyle Mevlid şenlikleri adıyla ziyafet verildiği ve o güne kadar rastlanılmamış bir kutlama tertip edildiği bilinmektedir. Bu kutlamalarda Mağribli İbn Dıhye’nin İbn Hallikan’dan tasvir ederek Mevlid törenlerin de okunması için Gökböri’ye takdim ettiği Kitabü’l Tenvir Fi Mevlidi’l-Beşir-Nezir adlı bir eserin olduğu bilinmektedir. Gökböri Mevlid şenliklerinde halka ziyafetler verdirmiştir.Halkı ise Mevlid kutlamaları yapılan geceyi ibadetle geçirmiştir.Selçuklular döneminde Anadolu coğrafyasını dolaşan Arap seyyah İbn Batuta,Anadolu’da yaşayan Türk boylarının Cuma günlerine, kandil gecelerine, üç aylara ve özellikle Ramazan orucuna çok önem verdiklerini ve mübarek geceleri ibadetle değerlendirdiklerini anlatmaktadır.İbn Batuta’nın da aktardıklarından hareketle Osmanlı Devleti’nden önce Anadolu’da hüküm süren Türkiye Selçukluları ve Beylikler döneminde halkın mübarek gecelere önem verdikleri ve Allah rızasını kazanmak için bu geceleri ibadetle geçirdikleri söylenilebilir. Ayrıca Erbil Beyi Muzafferüddin Gökböri’nin başlattığı geleneğin diğer Türk sultanları ve beyleri tarafından da devam ettirilmiş olması mümkündürOsmanlı Devleti’nde kandil kutlamalarının ilk olarak II. Selim döneminde(1566–1574), camilerin aydınlatılıp minarelerde kandillerin yakıldığı bilinmektedir Ayrıca camilerde kandil yakılması kanunlaştırılmıştır.OsmanlıDevleti’nin son dönemlerinde İstanbul’da kandil gecelerinin ihyasıyla ilgili top atışlarının yapıldığı görülmüştür.Kandil gecelerinde halkın da evlerinde kandiller yaktıkları görülmüştür. Kandil günlerinde simit ve çörek yapılması adet haline dönüşmüştür ve kandil kutlamalaı adet-i hasene haline dönüşmüştür19 yüzyılda haberleşme imkanlarının artması vesilesiyle Osmanlı padişahının kandilini tebrik etmek amacıyla telgraflar gönderilmiştir. Özellikle İstanbul’dan uzaktaki şehirlerde yaşayan devlet adamları,halkın ileri gelenleri, dergah ve tekke şeyhleri padişahın kandilini tebrik amacıyla telgraflar göndermişlerdir. Tebrik amaçlı gelen bu telgraflara ise cevap verilmiştir.İstanbul içerisinde gönderilen bu telgraflardan bir kısmı ise dergahlarda ya da tekkelerde yapılacak törenlerle ilgili davetiye niteliğinde olmuştur .Kimi telgraflar ise imzasız olarak gönderilmiştir.Pay-itahta gönderilen tebrik ya da davetiye içerikli telgraflar, kandil kutlamalarının İstanbul dışındada etkin bir şekilde kutlandığının kanıtı olmuşturKandil gecelerinde halkın da evlerinde kandiller yaktıkları görülmüştür. Kandil günlerinde simit ve çörek yapılması adet haline dönüşmüştür ve kandil kutlamalaı adet-i hasene haline dönüşmüştür
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder