Anadolu'da Çeşitli adet ve gelenekler:
Ölünün mezarı başında ateş yakmak, Türkmenlerde eskiden kalma bir adettir.
Türkmenler, genç ölmüş bir adamı gömdükten sonra, onun atını süslerler ve ölünün üstünden çıkarılan elbiseyi bir ağaca giydirirler. Köyün kadınları donatılmış bu at ve giydirilmiş ağacın karşısına geçerek ağıtlar okur ve ağlarlar.
Ölü gömüldükten sonra bir kurban kesmek adettir. Bu kurbanın ismine "kazma takırtısı kurbanı" denir.
Ateşe hürmet çoktur, ateşe işeyen çocuklar dövülür; ocağa ayakkabısıyla basanlar azarlanır. Ateş için şöyle bir dua etmek Türkmen adetlerindendir:
"Ey Allah bizi nurdan, nardan ayırma."
Bir evden ölü çıkınca, üç gün o evde ocak yakmak ayıptır. Ev sahibinin yiyeceğini komşular ve dostlar sağlar.
Adaklarda kurban kesmek Türkmenlerin adetlerin-dendir. Bu kurbanlar bir ziyarette kesilip yedirilir ve yemeklerin artan kısmı "SEN DE YE MÜBAREK" diyerek ziyaretin başına dökülür.
Türkmenlerin en büyük yeminleri boz geyikli babalarının ellerindeki bambu çubuktan atlamakla olur. Ve buna Türkmenler "ÇÖVEN ATLAMA" derler ki, bir Türkmen, çöven atladıktan sonra asla yalan söylemez.
Ağalarla yaptığım konuşmada dağınık olarak kaydettiğim maddeler bu kadardır. Diğer bölümler başlı başına birer konu olduğundan ayrı başlıklarla sayfalarımızda okunacaktır.
Doğuma Dair:
1- Hamile bir kadın, devenin altından geçerse, çocuğunun çok kuvvetli, adeta pehlivan olacağı inancı vardır.
2- Bir kadın hamileyken tavşan eti yerse, çocuğunun, dudağının yarık olacağı inancı hakimdir.
3- Doğuma yakın anası eşeğe binerse, çocuğunun aptal ve tembel olacağına hükmolunur.
4- Doğuma yakın anası ata binerse, çocuğunun yiğit olacağı söylenir.
5- Çocuk oynamaya başladığı zaman anası aya bakarsa çocuğu ay parçası gibi olur. Çocuk oynamaya başladığı gün anası yüzüne bir elma sürerse çocuğunun yanakları al olur.
6- Ağzı tatsızken (aş yermede) kadın tesadüfen bir çirkin adam, deve, tavşan gibi şeyler görürse çocuğu çirkin olur.
7- Ağzı tatsız bir kadın, tesadüfen yılan görürse çocuğu çevik, kurt görürse kahraman olur.
8- Hamile bir kadın, rüyasında koyun görürse, çocuğu uslu olur. Buğday ve at görürse çocuğunun rızkının bol ve kahraman olacağına işarettir.
9- Hamile bir kadın rüyasında boncuk ve süs eşyaları görürse, doğacak çocuğunun kız, para görürse erkek olacağına inanılır.
10- Doğacak kız çocuklarının bibisine (halasına), oğlanların ise dayısına çekeceği inancı vardır. Buna dair bir de atasözü söylenmiştir: Kadın gerek bey doğura! Beğin dayısı yiğit ola!
Yiğit çocuklar yetiştirmek isteyen genç, evlenirken alacağı kızın kardeşine bakmalıdır. Eğer kızın kardeşi yiğit ise, gencin soyunun yiğit olacağı inancı vardır.
11- Doğan çocuk bir zar içinde sarılı doğarsa buna "gömlekli uşak" derler ki, bu, çocuğun öksüz kalacağına hükmolunur.
12- Doğan çocuğun ağzında diş bulunursa, o çocuk, babasının başını yiyecek diye bilinir.
13- Bir hafta içinde bir köyde, iki evde çocuk doğarsa bu çocukların anaları kırkıncı gün karşı karşıya gelerek birbirleriyle bir demir parçası veya bir iğne değiş tokuş ederler. Bu iş çocuklardan birine kırk basmaması içindir.
14- Kırk basan çocuğun vücuduna ebesi iğne bağlamak ve usturayla bazı yerlerini kanatmak suretiyle tedavi eder.
15- Dönme Hastalığı. Çocuğu kırk basarsa, onu, bir terazinin gözüne koyarlar terazinin diğer gözüne hayvan tezeği doldururlar, ölçerler ve tezeği bir yerde saklarlar. Bir hafta geçince çocuğu tekrar ölçerler ve eğer ağırlık gözüne bir tezek eklemek gerekiyorsa, tekrar tartarlar. Ve ana-babası çocuğu kucaklarına alarak köre (mezarlığa) götürürler. Çocuğu burada bırakarak geri dönerler, eğer çocuk mezarlıkta ağlarsa döndü derler, ağlamazsa mutlaka öleceğine inanırlar.
16- Çocuğun diş çıkarma zamanında hedik (kaynamış buğday) kaynatılıp komşulara gönderilir. Diş çıkaran çocuk kız ise, komşulardan hediye olarak boncuk, erkek ise para gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder