4 Kasım 2015 Çarşamba

 Baycu Noyan Batı Moğol orduları kumandanı

Baycu Noyan: Cormagun’un yerine İran’daki (yani Moğan ve Arran’daki) Moğol ordusunun başına, bu görevi 1242’den 1256’ya kadar sürdürecek olan Noyan Baycu getirilmişti. Baycu, Konya Selçuklu Sultanlığı’na saldırarak Moğol fütuhatında önemli bir adım atmıştır. Sultan II. Keyhüsrev’in (1237–1245) hükümdarlığı altında bulunan bu büyük Anadolu Türk Sultanlığı kudretinin zirvesinde görünüyordu, ancak Erzurum’u alıp yağmaladıktan sonra Baycu (1242), bizzat Sultan’ın yönettiği Selçuklu ordusunu Erzincan yakınlarında 26 Haziran 1243 Kösedağ’da ezmiş (Turan, 1984: 437; İbn Bibi, 1996: 64- 73) ve bu zaferin arkasından zamanında teslim olarak sadece yağmalanan Sivas’ı ele geçirmişti. Direnme gösteren Tokat ve Kayseri tamamen tahrip edilmişti. II. Keyhüsrev barış istemiş ve Kağan’a tabi olmayı kabul ederek barışa kavuşmuştu. Bu sefer Moğol İmparatorluğunu, Bizans İmparatorluğu’nun sınırlarına kadar genişletmiş oluyordu. Kilikya Ermeni Krallığı’nın hükümdarı I. Hetum (1226–1269) derhal Moğol tabiiyetine geçme akıllılığını göstermişti, aynı politika halefleri tarafından da uygulanacak böylece Ermeniler Selçuklu veya Memluk’a karşı Asya’nın yeni efendilerinin himayesine girmiş olacaklardır (1244). 1245’de Baycu, Hılat (Ahlât) ve Amid’i (Diyarbakır) işgal ederek

Doğu Anadolu’da Moğol hâkimiyetini sağlamlaştırmıştı. Üstelik Moğollar Ahlât’ı Gürcü tabileri İvane’nin ailesine bırakmışlardır. Hetum kadar ihtiyatlı politikacı olan Musul Atabek’i Bedreddin Lulu kendiliğinden Moğol hâkimiyetini tanımıştır. (Grousset, 1980: 257) Bu dönemde Doğu Anadolu doğal afet ile de başı derttedir. 1252 yılında Doğu Anadolu ve özellikle de Şüregel bölgesi çekirge sürülerinin tahribatına uğramıştır. (Vardan, 1937: 229) Kirakos bu çekirge sürülerinin şiddetini anlatırken batıda İspanya’yı doğuda da Irak ve İran’ı tahrip ettikten sonra Doğu Anadolu ’ya geldiğini belirtmektedir .(Kirakos, 1986: 359) Altın Ordu merkezi Saray şehrine gitmek üzere, matbuu Selçuklulardan gizlice ve kılık değiştirerek yola çıkan Kilikya-Ermeni kıralı Rubenli I. Hetum, 1254’te Kars ilinden geçmiştir. [(Aknerli Grigor, 2007; 46;Vardan, 2007: 148; Cronicle, 1996: 229–230); Farac, Hetum’un Mengü Han’a hizmet etmek için gittiğini ve bu gidişin 3,5 sene sürdüğünü belirtir. (Abu’l-Farac, 1999: 555–556)] I. Hetum’un hatıralarına göre 1254 baharında Kars’ta oturan Çingizli başbuğu (Mengü Kağan’ı ziyarete giderken) Baycu Noyan’ı ziyaret edip iltifat görmüş; (Vardan, 2007: 148) sonra yola düşüp Arakaz (Elegez) Eteği’nde Vartenik köyünde “Kürt” adlı bir Ermeniye konuk olmuş; 1255 baharında dönüp gelince de Baycu Noyan’ı Şüregel eyaletinde (Anı’da) görmüştür. (Smpat, 2005: 229–230) Kral Hetum Moğollar tarafından çok iyi karşılanmıştır ve Hrıstiyan olmaları için tekliflerde dahi bulanabilmiştir. (Hetum, 2004: 45 vd) I. Hetum ve Rubruck’un (Papa'nın elçisidir) yazdıklarına baktığımızda Anı ve Şüregel Çingizli komutanların egemenliğinde müreffeh ve mamur alanlardır. Rubruck “Geleneksel bir şölende ben Şahanşah’ın Ani şehrine, çağırıldım. Onun nüfusu, aşırı derecede kuvvetlidir: O, bin Armenian kilisesi ve iki Saracen sinagogunu içerir ve Tatarlar orada egemendirler.” (Rubruck, 2004: XXII) diyerek bunu anlatmaktadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder