13 Ağustos 2015 Perşembe

Türkçe ve Kengerler

Türkçe ve Kengerler (Sumerliler)

Tevrat’ın ve bilimsel bulguların belirttiği gibi Kenger Uygarlığı’nın ilk 1500 yıllık döneminde (MÖ 4000-2500) Kengerceden başka dünyada yazılı dil yoktur. İlk İngilizce sözlük -Kaşgarlı Mahmut’tan 500 yıl, Sumerce sözlüklerden 4000 yıl sonra- MS 1604’te görülür.
“Batılıların çok iyi bildiği, Türklerin fark etmediği bir gerçek vardır. Türkleri tarihten çıkartırsanız geriye tarih diye bir şey kalmaz.” Batılı bir bilim adamına ait olan bu sözler Türkçe için de şöyle uyarlanabilir mi?
“Türkçeyi dünya dillerinden çıkartırsanız, geriye dünyada dil, diye bir şey kalmaz.”
Bu yazıda Tevrat ve bilimin ışığında bu soruya yanıt aranmaktadır.
I- Tevrat’ta Sümer (Kenger)
Tevrat’ın Yaradılış kitabının 11.1 bölümünde Sumerceye atıf yapılarak tüm dünyanın tek dil konuştuğu, 11.28-31 bölümünde Hz. İbrahim’in Şınar’ın (Sümer’in) Ur şehrinde doğup büyüdüğü, ilk adının Abram olduğu, Tanrı’dan aldığı buyruk ve vaat ile kalabalık bir grup halinde Ur şehrinden Harran’a (MÖ 2000) göçtüğü belirtilir.
Hz. İbrahim yıllar sonra Ur şehrinde yaşayan yeğeni Sumerli Rebecca’yı oğlu İzak’a gelir getirecektir. O yıllar Sümer ülkesinin istila ve yağma edildiği yıllardır. Sümer’in son dönemleridir. Ayrıca binlerce yıl üzerinde tarım yapılan Sümer toprağı tuzlanmış, verimliliğini yitirmiş, göçler başlamıştır.
Hz. İbrahim’in anadilinin Kengerce/Sumerce olduğu düşünülürse, Tanrı’nın Hz. İbrahim ile Sumerce konuştuğu ve ona inen fakat kaybolan kitabın da Sumerce olduğu anlaşılmaktadır. “Vaat Edilen Topraklar” yani KENAN da zaten Sumerce bir kelimedir; “Sümer Ülkesi”nin adıdır.
Tevrat’ın ve bilimsel bulguların belirttiği gibi Kenger Uygarlığı’nın ilk 1500 yıllık döneminde (MÖ 4000-2500) Kengerceden başka dünyada yazılı dil yoktur. MÖ 2500’de Dravida ve Eski Mısır dili görülür. Sanskritçe MO 1200’de, Grekçe MÖ 700’de, Arapça MS 400’de, Fransızca MS 900’de ortaya çıkar. İlk İngilizce sözlük -Kaşgarlı Mahmut’tan 500, Sumerce sözlüklerden 4000 yıl sonra- MS 1604’te görülür.
Sümer tarih sahnesinden çekildikten sonra bile Hz. İsa’ya kadar Ortadoğu’da dualar, ayinler, eğitim Sumerce yapılacaktır. Sumerce kelimeler Ortadoğu dillerinin dokularına işleyecektir. Bunun somut örneği Tevrat’ta da görülebilir.
Tevrat, Hz. İbrahim ve ailesinin Sumerce olan özgün isimlerinin aşağıdaki gibi “Semitik” leştiğini belgeler:
Abram (Komutan, yönetici): Avram ve Abraham (Kuran’da İbrahim)
Karısı Sara (Işık, sarı, kızıl): Sarah
Babası Tara (Töre): Tarah (Kuran’da Azer)
Sumerce TARA(R) (TÖRE): İbranice’de TARAH, Arapçada TEVRAT olur.
Sumerce KANANG (Ülke, konak): “G” harfi düşerek İbranice KENAN olur.
Sumerce EBER (ÖBÜR): İbrani, Hebrew olur. (Fırat’ın öbür yakası kastediliyor.)
II- Sümer’in Sumercesi:
Tevrat’ta ŞINAR olarak geçen ülke Akadcada “ŞUMER(U)”, Eski Mısır yazıtlarında “SNGR” (Sangar? Sungur? Senger?), Hititçede “ŞANHAR(A)”, Sümer tabletlerinde “KENGER(Ü), Kenge, Kanga, Kengerü”, günümüzde “Sümer, Sümer” olarak adlandırılır.
Sümer kelimesinin anlamı bugüne kadar çözülememiştir. Çünkü böyle bir kelime Sümer (!) dilinde ve tabletlerinde var olmamıştır. Büyük olasılıkla KENGER kelimesi komşu uygarlıklara fonetik değişikliklere uğrayarak geçmiş ve yukarıdaki adlar ortaya çıkmıştır. Akadca tabletlerdeki ŞUMAR kelimesinin başlangıçta yanlışlıkla SUMER, diye okunması sonucu bir “galat-ı meşhur” olarak bu kelime günümüzde hâlâ kullanılmaktadır.
Türk tarihinde boy, yer ve devlet olarak en çok adı geçen kelime “KENGER”dir.
Basra Körfezi’nin eski adı Kenger Denizi’dir.
Harzem, Harezm diye geçen ülke ve krallığın özgün adı KENGER’dir. Antik dönemlerden Moğol istilasına kadar varlığını sürdürmüştür.
Çankırı’nın 1925’ten önceki adı KENGERÜ’dür.
KENGERİS ve KENGÜ Orhun Yazıtları’nda geçen yer adlarıdır.
KANGAL köpeği Anadolu’ya KENGER (KANGAR)’den gelmiştir.
KENGER adı, Manas ve Oğuz destanlarında geçer.
KENGER, Manisa-Kula’nın bir köyüdür.
KENGER içinden süt çıkan, sakızı ve yemeği yapılan bir bitkidir.
KENGER, en eski Türk boylarından biri olup Selçuklular, Azeriler KENGER kökenlidir.
Farabi, KENGER’in antik kenti olan Otar’da doğmuştur.
KENGER kelimesi, büyük olasılıkla Sumerce (!) Kİ (yer, ülke) ve ENGUR (Sümer kozmogoni evreni aoguran Kozmik deniz/rahim, Yaradan) kelimelerinden oluşur; (kir, çır, yir, şir, jer, şer, hir, çer) değişik Türk dillerinde “yer, yurt” anlamındadır ve TANRI YURDU demektir.
Nitekim tarihin ilk yasalarını yapan Kenger Kaanı UR-ENGUR’un adı “Tanrı eri, Allanın askeri” demektir.
Bazı Sumerologlar KENGER’i (Ki en gir) “Yüce Krallar Yurdu” olarak yorumlarlar.
ANKARA, ANGORA, ONGEARA (Niyagara), SANGAR-ia (Sakarya) kelimeleri ENGUR’un değişik kültür ve coğrafyalardaki adlarıdır. Kengerce ANGARIN (rahim) günümüz Türkçesine KARIN olarak ulaşmış, Batı dillerine ise EN-KARNASYON olarak geçmiştir.
III- Günümüz ve Kengerler
Özgün adıyla KENGER (Sümer), “UYGARLIĞIN BEŞİĞİ” olarak bilinir. Yeryüzünde matematik, geometri, cebir, astronomi, hukuk, tıp, edebiyat, şehircilik, muhasebe, mühendislik kütüphanecilik ve sistemli eğitim; kısaca bilim, sanat, uygarlık ve tarih Kenger’de başlar.
Kenger uygarlığını anlamadan günümüzü anlamak mümkün değildir. 6000 yıllık insanlık tarihinin 4000 yılı Kenger kültürünün bilfiil etkisi altında biçimlenmiştir. Günümüz uygarlığının altyapısında Kenger Uygarlığı, Batı kültürünün dip katmanlarında Kenger kültürü vardır. İşte bu yüzden Amerika’nın sembolü olan “Özgürlük Heykeli”, Kenger Tanrıçası Göklerin Kraliçesi Ninanna’dan başkası değildir. AB Bayrağının 12 yıldızı -12 kabile, 12 havari, 12 imam gibi- Kengerin büyülü sayısı 12’den çıkmıştır. Kenger takviminde yıl 12 ay, gün 12 saat, gece 12 saat, Kenger Tanrılar Meclisi’nde 12 tanrı, Etrüsk Federasyonu’nda 12 şehir, Kenger icadı olan astrolojide 12 burç, Madonna’nın başındaki halede 12 yıldız olması bir rastlantı değildir. (Madonna Kengerce “kırlarda dolaşan dişi eşek” demektir.)
5000 yıl önce Kenger Uygarlığı’nda var olan değerlere bugün AB ve ABD -kendi keşifleri imiş gibi- sahip çıkmaktadır. Oysaki “demokrasi ve laiklik” Kenger’de başlar. (MÖ 3000) İnsan Hakları, “özgürlük ve adalet” kavramları tarihin ilk yasaları olan Er-Engur (MÖ 2112-2195) yasaları ile Kenger’de başlar. İbrahimi/semavi dinler Kenger’de başlar (MÖ 2000).
Gerçeğin ta kendisi olan bu savlar ilk anda marjinal düşünceler olarak algılanabilir. Çünkü yüzyıllardır süren propagandalar sonucu, beyinler -Sümer’in yanında dünkü çocuk kalan -Grek ve Roma safsataları ile enfekte ve iğdiş edilmiştir Kenger Uygarlığı’nın- Sümer adıyla- okul kitaplarımızda yarım sayfa ile geçiştirilmesi bu beyin enfeksiyonunun bir başka dışavurumudur.
Öte yandan bilim üzerinde bugün Galileo döneminin engizisyon mahkemelerini aratmayan gizli bir entelektüel terör baskısı bu gerçeklerin su yüzüne çıkmasını engellemektedir. Avrupa parlamentolarında çıkartılan soykırım yasaları bu entelektüel terörün en somut örnekleridir, Bir diğer örnek, Fransa’daki etimolojik ve etnik araştırma yasağıdır. Diğer Batı dilleri gibi Fransızca da kökü olmayan, değişik dillerin harmanlanmasıyla bin yıl önce ortaya çıkmış toplama bir dildir
Gariptir ki Fransa’da Fransızcanın ve Fransızların kökenini araştırmak yasaklanırken Türkiye’de ağızlarda sakız olan bir “etnisite” modası çıkartılmıştır. Etnik araştırmalar (!) için A ülkemizde belli üniversiteleri ve kurumları paraya boğmaktadır. Etrüsk ve Sümer uygarlıklarına müfredatında hiç yer vermeyen bu “etnisite bağımlısı” kuruluşlar kime ve neye hizmet ettiklerini düşünüyor ve vicdan muhasebesi yapıyorlar mı?
Tüm üniversitelerimizin Sümerlerle ilgili araştırma ve yayınları toplansa bir tek Muazzez İlmiye Çığ’ın araştırmaları kadar etmez. Etrüskler konusunda tüm üniversitelerimizin araştırmaları Adile Ayda’nın araştırmaları kadar yoktur. Ülkemizdeki eğitim sistemi düzeltilmezse ecdadı tanımayan, geçmişini bilmeyen, özüne yabancılaşan bir toplum ortaya çıkacaktır ki böyle bir toplumun varlığını uzun süre koruyabilmesi günümüz koşullarında mümkün değildir.
IV- Cumhuriyet, demokrasi, laiklik kelimelerinin etimolojisi
“CUMHUR” kelimesi Arapçaya KENGERCE’den geçmiştir. Aslı “DUMUGİR”dir. “Kenger yurttaşı, Sümer vatandaşı” demektir.
DUMU, Kengercede (Sumercede) ve Kazakça, Türkmence gibi değişik Türk lehçelerinde “soy, nesil, oğul, tohum” anlamındadır. DUMUZI, Kengerde bir bereket/tohum tanrısıdır. Türkçe Kelime anlamı “tohumun özü, ruhu” demektir. Günümüze “temmuz, damızlık” vs. biçiminde ulaşmıştır. Hâlâ ülkemizde bazı yörelerde kızlar nişanlılarına “Dumuzum” der.
GİR ise Kengercede “gür, soylu, yerli, asil” anlamındadır. DUMUGİR -köle olmayan- özgür Kenger halkı, Kenger vatandaşı anlamında kullanılmıştır. Arapça kanalıyla Osmanlıcaya geçip sonuna “iyet” eki alarak tekrar Türkçeye CUMHURİYET olarak geçmiştir. Öte yandan, Kengerce DUMU Grekçeye 2000 yıl sonra -halk anlamında- DEMO(S) olarak geçmiştir.
ATUKU kelimesi Kengercede “güç sahibi” demektir. Günümüz Türkçesinde ATAK, ATİK olarak görülür. Arapçaya TAKAT, İbraniceye TOKAT, Grekçeye KRATO(S) olarak geçer. DUMUGİRATUKU Kengercede “halkın gücü” demektir.
DEMOKIRATİKA, bugün dünya dillerinde halkın güç sahibi olmasını ifade eder. Yani demokrasi, kavram ve kelime olarak Antik Türk kültüründen çıkmıştır.
Tarihte ilk demokrasi Kengerlerde görülür. Grekler tarih sahnesine çıkmadan 2000 yıl önce Kengerde Yaşlılar Meclisi (Senato), Gençler Meclisi vardır. Yani Demokrasi Kenger Uygarlığı’nda çıkmış bir kelime ve kavramdır. Oysaki dünya onu Grek keşfi (!) zanneder.
Kengerce LU İnsan, LULU halk anlamındadır. İG, “dönük, yönelik” anlamında bir sonek (suffix) olup LUİG “halka dönük” demektir. Kengercede LULU kelimesi Ön Türkçede ULUL, günümüzde ULUS olarak görülür. Günümüzde anlam kaymasına uğrayan LAİK (halkçı), LAİSİTE (halkçılık) kelimelerinin köklerinde LU ve ULUS kelimeleri görülmektedir. Kengerlerde sayısız tarikat ve farklı dinsel inanç olmasına rağmen, bilinir ki kimse kimsenin inançlarına karışmamıştır.
V- Türkçe-Kengerce ilişkisi
Kengercenin Sami veya Hint-Avrupa (!) dili olmadığını, Türkçede olduğu gibi Kengercede de ses uyumu olduğunu, Türkçe gibi aglunatif (bitişken) bir dil olduğunu tüm bilim dünyası kabul eder. Kengercenin Türkçe olması Batı dünyasının dil ve tarih tezini çürüteceği için, bu gerçeği -engizisyon korkusu ile- hiçbir Batılı bilim adamı dile getiremez. Ancak özel konuşma ve yazışmalarında bu gerçeği itiraf edebilirler. (S. N. Kramer’in Muazzez İlmiye Çığ’a yazdığı mektuplarda görüldüğü gibi.)
Hem Kaşgarlı Mahmut’un Türkçe hem Pensilvanya Üniversitesi’nin Sumerce sözlüklerinde “ağaç” kelimesinin 3 ayrı anlamı aşağıda görüldüğü gibi aynıdır. Bayrak, Tanrı, ezan, ulus kelimeleri bizlere Kengerceden yadigârdır. Bunun dışında diğer benzerlikler Kengerce-Türkçe ilişkisine ışık tutmaktadır.
Kengerce – Ön Türkçe – Anlam
BADARA – BADRAK BAYRAK, MIZRAK
LULU-ULULULUS
DİNGİR – TENGİR TANRI
GUMEZE – KIMIZ KIMIZ
KAKARAŞA – KARGAŞA KAOS
HAŞGAGA – KAHKAHA KAHKAKA
GUMUR-OMUR OMUR
GEŞ- IGEŞ PENİS
GEŞ – IGEŞ AĞAÇ
GEŞ – IGEŞ ODUN
Ning – Ning Nesne, şey
Gig – İg Hasta
Gudu – Kötü Makat
Gam – Am Rahim
Agarın – Garın Karın, rahim
Aş – Aş Aş, ekmek
Bilga – Bilge Bilge
Guenag – Gonak Konak
U – U Uyku
E- E Ev
Ama – Ama Ana
Ud – Od Ateş, gün, zaman
Gana – Ana Tarla
Un – Arı Arı, parlak
Guyun – Boyun Boyun
Çantak – Çentik Çentik, üçgen
Gurum – Kıvrım Kıvrım
Aşme – Işıma Radyasyon
Eber – Öbür Öbür
İzi – İsig Isı
İlu – Ulug Ulu, ilah
Eren-Eren Erler, ordu, yiğit(ler)
Urin – İrin Kan, cerahat
Bad – Bud But, bacak
Sîlig – Eiig El
Zingi – Süngü Kemik
Gusa – Kas Adale
Gir – Gür Soylu, gür
VI- Dillerin kökü Türkçe mi?
Rönesans dönemine kadar Avrupa’da konuşulan Batı dillerindeki kelime sayısı 1600’ü geçmezdi. Yeni kavramlar üretildikçe Latince ve Eski Grekçeden alınan kelimelerle Batı dilleri zenginleşti. Latince, Etrüsk Türkçesi üzerine kurulu bir dildir.(2) Grekçe ise Sanskritçe ile Pelasgça (Türkçe) karışımından MÖ 750’lerde doğmuş almaşık bir dil izlenimi vermektedir.(3)
Türkçe fiil köklerine “-are” eki konunca Latince fiiller elde edilir:
Am-mak Amare Sevmek Amor, Amigo, America, Amatör
Kur-mak Creare (Kur-are) Kurmak Kreasyon
Kır-mak Currare (Kır-are) Kırmak, uzaklaşmak
Magta-mak Magtare Övmek,
Di-mek Dicere Demek, söylemek
Batı coğrafyası Türkçe isimlerle doludur:
Ön Türkçe ANG (Geyik, av) + ALANDI (Alan, ülke) > ENGLAND (Geyikler, av ülkesi)
TOJ (Devlet ) ve ALANDI > DEUTCH-LAND (Devlet toprağı)
AL (Alçak yer) ve ALANDI > HOLLAND (Alçak ülke)
PO (Ova) ve ALANDI > POLAND (Ovalık ülke)
EMRE, AMRAK (Sevgili, dost) > Amerigo > AMERICA (Dost)
URUK/ERECH (Uygarlık) + BAR (Dış) > URUBA > EUROPE (Uygarlık dışı)
OKAN (Yaradan, kozmik deniz) > OCEAN (Okyanus)
OTRA (PO ovasında Etrüsk Kenti) > ATRİA> ADRIATIC
KEMREN (Kale) > KREMLİN
EU (Ev) + TAU (Dağ) > UTAU > UTAH > UTAH (ABD)
ÖTÜKEN > VATİCAN
Arapça sanılan kelimeler Türkçe kelimelerin hecelerinin yer değiştirmesiyle ortaya çıkar:
Ön Türkçe SATIK (Ticaret) > IK ti SAT > İKTİSAT
BASIK (Baskı) > İK ti BAS > İKTİBAS AÇIK (Aç olma) > IK ti AÇ > İHTİYAÇ YAKIŞ (Yaklaşma isteği) > İŞ ti YAK > İŞTİYAK
KELE-ME (Konuşma) > KELME > KELİME
ÇAKKA (Mabed, Tekke) > MAKKA (Mek-Ke/Mabed)
Batılı bilim adamlarının çok iyi bildiği, fakat Türklerin fark etmediği bir gerçek vardır: “KELİME” kelimesi Arapça değil Türkçedir.(2)
Sn. M. Ünal MUTLU
(Selçuk Bağrışen Bey’e Teşekürler)
Kaynakça:
*1) Muazzez İlmiye ÇIĞ, Sumerde Tufan Tufanda Türkler, Kaynak Yayınları, 2008
2) M. Ünal’MUTLU, Dünya Uygarlıklarında Türk Dili ve Kenger Uygarlığı, Türk Dünyası Araştırma Vakfı, İstanbul, 2007
3) M. Ünal MUTLU, Sumerce ve Etrüskçe Arkaik Türk Dilleridir/Tarihten Bir Kesit ETRÜSKLER, Türk Tarih Kurumu, 2008

8 Ağustos 2015 Cumartesi

SABİT YILDIZLAR

SABİT YILDIZLAR

Babil astrolojisinde takım yıldızlar kullanılıyordu. Bulunan tablet dizileri  M.Ö.1000 yıllarına kadar dayanıyor ve bunlara “Mul-Apin” deniyordu. Bu tabletler daha eski bilgileri de içermekle beraber gökyüzündeki takım yıldızları üç bant olarak tanımlamışlardı: Enlil’in,  Anu’nun ve Ea’nın yolu. Bunlar ekvatora paralel olarak düşünülen bantlardı. Bu takım yıldızların arasında gezegenlerin belirtildiği ekliptik bantı da bulunuyordu. Bu metinlerde ekliptikte bulunan 18 tane takım yıldız tanımlanmıştı. Bunlar Ay’ın her ay izlediği yol üzerinde bulunan ve Ay’ın dokunduğu Tanrılar olarak düşünülüyordu. (Ay bunların bazılarının içlerinden değil sadece köşelerine dokunarak geçiyordu).

“Enuma, Anu, Enlil” isimli 60 adet tabletten oluşan astrolojik dizi, genellikle Ay’ın ve Güneş’in görünüşleriyle ve tutulmalarla ilgili metinler ile özellikle Venüs’ün ve diğer gezegenlerin hareketleriyle ilgili kısa bilgiler içeriyordu.

Gözlemler sonucu oluşturulmuş bu astronomik günlüklerin en eskisi M.Ö.652, en sonuncusu da M.Ö.47 yılları arasında bulunmuştur. Burada hangi gün hangi gezegenin ilk ve son kez göründüğü bilgilerine yer veriliyor ve bu gözlemler genellikle takım yıldızların içindeki sabit yıldızlara göre yapılıyordu. Örneğin, Satürn Oğlak’ta ifadesi çok az kullanılmış olmasına rağmen Mars Akrep takım yıldızının şu köşesinde durdu ifadesine sıkça rastlanıyordu. İlk sabit yıldız kataloğu M.Ö. 250 yılında Timocharis ve Aristyll tarafından oluşturulmuş ve M.Ö.150 yılında Hipparchus tarafından geliştirilmiştir. Ptolemy’nin astronomi kitabı Almagest sayesinde diğer nesillere taşınmıştır. İlk başlarda sabit yıldızlar hava durumu ile bağlantılı kullanılıyorlardı.

Sabit yıldızların doğuşu ve batışı gibi zamanlar önemliydi. 1. Kadirde (1.derece parlaklıkta) 15, 2.kadirde de 15 tane yıldız gözlem altına alınmıştı. Zamanla sabit yıldızların etkisi beden sağlığı konusunda kullanılır olmuştu. Sabit yıldızların sembolleri anlamlarının belirlenmesine de hizmet etmişti. Örneğin, Balina balıkçılarla, içkicilerle, hırsızlar ve hapishanelerle ilişkilendirilmişti.

Bazı gezegenlerin bazı burçlarla ilişkilendirilmesi gibi sabit yıldızların etkileri de diğer göksel cisimlerle karşılaştırılmış ve söz konusu sabit yıldızların karakterlerini tarif etmek için kullanılır olmuştu. Ebertin’in kitabında Ptolemy’nin Tetrabiblos’undan verdiği pek çok örnekten biri şöyledir: “Bu noktada sabit yıldızların doğalarından türeyen  gücünü tanımlamaya devam etmek istiyoruz. Burada onları listelerken benzerliklerine göre gezegenlerle ilişkilendireceğim. Koç’un kafasındaki yıldızlar (Alpha Arietis, Beta Arietis) Mars ile Satürn karışımı bir doğadadır. Ancak Koç’un ağızındaki yıldız Merkür’e, biraz da Satürn’e benzer bir doğaya sahiptir.”

Genellikle doğum haritasında sabit yıldızların diğer gezegenlerle veya köşe noktalarıyla yaptıkları kavuşumlar göz önüne alınır ve etki derecesinin mümkün olduğunca dar tutulması (1 derece) önerilir. Aynı zamanda karşıt açı da kullanılabilir.

Sabit yıldızlarla ilgili kitaplarda 70 ila 110 kadar sabit yıldız tanımı bulunur. Biz burada en bilinen 15 tane sabit yıldızı tanıtacağız.  
 

* Ebertin’e göre sabit yıldızların karakteriyle bağlantılı gezegenler

Bu sabit yıldızlardan Aldebaran, Regulus, Antares ve Fomalhaut kraliyet yıldızları olarak bilinir.  Kraliyet yıldızlığı M.Ö. 3000 yılında Perslerden gelen bir kavramdır.

 ALGOL    
Algol gökyüzündeki en kötü, vahşi ve tehlikeli yıldız olarak kabul edilir ve dünya tarihinde birçok korkunç olayla bağlantılı olduğu düşünülür. Anahtar kelimeleri: şiddet, kötü talih, kişinin kafasını kaybetmesi, boğulma, ateş, sanat, müzik, krizler, boğaz hastalıkları, boyun yaralanmaları. Ancak bir kişinin haritasında bu kadar kötü olmak zorunda değildir. Hatta yararları bile olabilir. Algol özelliklerine sahip insanlar ciddi, çok hırslı, sabırlı, başarıya ve sahnede olmaya odaklanmış insanlardır. Eğer sahnedeki bu ilgi olumlu yönde gelişmezse, yani dikkat çekemezlerse belki o zaman vahşete yönelebilirler. Algol'un kişinin haritasında güçlü olması hayattaki trajedilerin ve vahşetin farkında olması anlamına gelebilir. Örneğin bir gazeteci bu tür konuları araştırabilir, bir zenci çocuk köleliğin öykülerini dinleyebilir, bir Yahudi çocuğu soykırımı öğrenebilir, bir doktor travmalarla ilgili çalışabilir ve bu gibi örnekler çoğaltılabilir. Algol kişiyi hayatının karanlık yönleriyle yüzleşmeye zorlar. Konuları fanatizm-hoşgörü, vahşet-şefkat ve iyileştirme karşıtlıklarında yer alır. Cerrahların, astrologların, müzisyenlerin, sanatçıların, dini liderlerin, askerlerin haritalarında güçlü bir şekilde görülebilir. Bu durumda kişinin çok pozitif olmamasında, kendi karanlık ve vahşi yönleriyle ilgilenmesinde ve bunları sağlıklı biçimde ifade etmesinde yarar vardır. Kişinin Algol'u kendi hayatında onurlandırması ve ondan kaçmaması gerekir.

ALCYONE
Etkisi kraliyet yıldızlarına benzer. Boğa’nın omzunda yer alan Pleiades’in en parlak ve büyük yıldızıdır. Yeşilimsi sarı bir rengi vardır. Çok eski zamanlarda evrenin çevresinde döndüğü Güneş gibi bir merkez olarak düşünülmüştür. Anahtar kelimeleri: kederin yıldızı, iyimserlik, ün, gözyaşı, ahlaksızlık, göz problemleri, körlük, sürgün. Bilim, tarım, askeriye, devlet gibi konularda yükselmeye yardımcıdır. Yüksek zekaya, ancak dik başlılığa ve tartışmacılığa, bol yolculuğa, belki sürgüne, kendi çevresinde kendini yabancı hissetme, keder, tutsaklık, yaralanma, gemi kazası veya hastalığa işaret edebilir. Yaşamı hüzünlü güçlü bir lider olma olasılığı vardır. Madde ile tin (ruh) veya bilim ile ruh arasında büyük çatışma, göz problemleri, körlük, ağıt tutmak, göz yaşı dökmek, keder görülebilir. Sel, ateşle yaralanma, ateş nedeniyle körlük veya yüzde yaralanmalar, deniz kazaları ve saldırılarla ilgilidir.

Ebertin’e göre Ay’la Mars karışımı bir ifadesi vardır. Hırs ve girişim sonucunda kişiye onur getirebilir. Mars’ın gücü kişinin yüksek konumlara çıkabilmesi için iyidir, ancak bu durumda kişinin çok hırslı ve duyarsız olması da mümkündür. Stalin buna bir örnektir (O’nun haritasında Pluto Alcyone ve Algol ile kavuşum halindedir). Olumsuz konumda düşmanlık ve gücü kaybetmeyi getirebilir. Görme bozuklukları, gözde kazalar, körlük önemli belirtileridir. Özellikle haritada Ay, Mars ve Satürn ile kritik açılar yapması bunun önemli göstergesidir.

Karşıt cinsle ilişkilerde iyi bir konum değildir. Neptün ile beraber olduğunda eşcinsellik eğilimi verebilir.

ALDEBARAN
Kraliyet yıldızlarından Doğunun gözcüsüdür. Arapça’da AL DABARAN (izleyen) anlamına gelir. Anahtar kelimeleri: cesaret, güç, onur, popülerlik, kötü şöhret, şiddet, ağır kayıplar. Doğum haritasında güçlü bir şekilde vurgulandığında politika, askeriye ve din alanlarında zenginlik, şöhret ve dünyasal başarılar verebilir. Ancak güçten ölümcül bir düşüş, hastalık veya vahşi ölüm tehlikesine de işaret edebilir. Belki de kişinin kendi kendine neden olduğu bir ölümü gösterebilir. Kişiye olağanüstü bir enerji seviyesi, zeka, onur ve bütünlük duygusunu yenebilecek bir saldırganlık ve zalimlik verebilir. Baskı altında iş görebilme yeteneğini, kişinin kendisini ateş hattına sokabilme cesaretini (ancak ünün bedeli çok yüksek olabilir) gösterebilir. Kayıplara, hastalıklara, ateşlere ve vahşete açıklığa, büyük dayanıklılığa, detaylara dikkate ve büyük yeteneklere işaret edebilir. Özellikle bu yetenekler edebiyat, müzik, sanat, bilim, tiyatro, hukuk, tıp ve astroloji alanlarında olabilir. Diğer yandan körlük, göz kulak problemleri ve başta yaralanmalara da işaret edebilir.

Dünyasal olaylarda Aldebaran’ın etkisi deniz savaşları, gemi kazaları, açığa çıkan korkunç enerjiler, yoğun vahşet, atomik patlamalar, doğal felaketler, cinayetler, ateş, yangın, meteorlar ve hava kirliliği olarak gözlemlenmiştir.

Eğer Aldebaran Yükselen’le ve Güneş’le beraberse olağandışı bir enerji, diğer insanların önüne geçebilmek, yol açabilmek, yönetici olabilmek ve bununla tanınmak, aynı zamanda düşman edinmek ve bunların kişiyi tehdit etmesi mümkündür. Aldebaran Satürn ile kavuşum yaptığında ve diğer gezegenlerle gerilimli açılara sahip olduğunda su kanalıyla kayıp veya ölüm yaşanabilir (sel, deniz kazaları ve fırtınalar olabilir). Uranüs ile beraberse kişiye çalışma kapasitesi ve büyük bir enerji verebilir. Kişi bu yönleriyle prestij kazanabilir. Aynı zamanda karşıtlar ve düşmanlar uyarılır. Dünyasal olaylarda ise Aldebaran Mars veya Satürn ile kavuşum yaptığında hava koşulları nedeniyle felaketler olabilir. Ay Aldebaran ile beraber olursa özelikle Neptün de işin içindeyse zehirlenme tehlikesi vardır. Aldebaran’ın Venüs’le temasında edebiyat yoluyla onur ve ün kazanılabilir veya  yanlış yönlendirilen güç ve aşk hayatında anormallikler de yaşanabilir.

Kısaca özetlersek Aldebaran onur, zeka, bütünlük, cesaret, sorumlu bir pozisyon, toplum önünde saygı uyandırmak, popülerlik, güç ve zenginlik kazanmak (bu çok kalıcı olmayabilir) anlamlarına gelir. Ayrıca hastalık ve vahşet tehlikesi vardır.

SİRİUS
En parlak yıldızdır. Sirius bizden 8 ışık yılı uzaklıktadır. Anahtar kelimeleri: ün, servet, ev ve aileyle ilgili problemler, okültle ilgilenme, vesayet, gözetim ve koruma görevleri, orijinallik, içsel vizyon, takvim yıldızı, sıcak hava, köpek ısırığı, kuduz, hastalık. Doğum haritasında güçlü bir şekilde vurgulandığında kişiye yoğun sözel ve görsel hayal gücü, güçlü renk ve ses duyusu verebilir. Kişi günlük varoluşun altındaki büyüyü algılama yeteneğine sahip olabilir. İçsel vizyonlara sahip, değişik olmaktan çekinmeyen, başkalarının kendisi için ne düşündüğüne ve eleştirilere pek aldırmayan, türünün bir tanesi, kendi yoluna giden bir kişiyi gösterebilir. Drama, sanat, film yapımcılığı, mitoloji, psikoloji, astronomi, astroloji ve okült konularına ilgi ve yetenek verebilir. Kişi hangi alanı seçerse orada çok buluşcu ve çalışmasına kendi damgasını vurabilen birisi olabilir. Diktatörce davranabilir. Projektörleri seven, maceracı bir ruha sahip, savaşçı, çevreye yoğun tepki veren, heyecan seven, duyusal ve idealist olabilir. Kişi kurallara göre oynamayıp kendi kurallarını koymayı tercih edebilir. Kölelik ve hapis durumları yaşayabilir. Kişisel çıkarlarını gözetmeden fedakarlık yapabilir. Bencilliğe karşın kişi kendi spirütüel yoluna duyarlılık gösterebilir.

Dünyasal olaylarda ateş, fırtına, sel, ısı dalgaları, köpek ısırığı ve takvim konusunda reformları gösterir. Çinliler’e göre Sirius sıradışı parlak olduğunda hırsız saldırıları olurdu. İyi açılar aldığında ün, onur ve zenginlik verebilir. Yükselen’le ve Mars’la birleştiğinde oldukça tehlikeli olabilir. Bu durumda fazla hırsla zorlama söz konusudur ve kazalar gibi tehlikelerle sonuçlanabilir. Eskilere göre kişinin Sirius’u 8.evdeyse ünlü bir ölüm olabilir, veya öldükten sonra  ün ve şöhret gelebilir diye yorumlanırmış. Mars, Jüpiter ve MC ile yakın olduğunda kişiye zenginlik ve şans verebilir. Güneş ile beraberse ve iyi bir konumdaysa önemli ve ünlü kişiliklere işaret edebilir. Etkili insanlar tarafından korunma anlamına da gelebilir.

CASTOR
Anahtar kelimeleri: keskin zeka, ayırt etme gücü, ani yükseliş ve izleyen onur kaybı, aşırı duyarlılık, alerji, atlara düşkünlük, zarar vericilik, fırtına, saldırganlık, şiddet, gemi kazası. Doğum haritasında güçlü bir şekilde vurgulandığında dürtüsel bir kişiyi gösterebilir. Bu kişi hayata aç bir hücum halinde koşuşturma, sıkışıklık, inat ve dik kafalılık içinde olabilir. Ancak aynı zamanda atletik, spor şampiyonluğuna yatkın, vücut geliştirici, dansçı, fiziksel olarak ideal, yaratıcı, zeki, buluşçu, astrolog, okültist, çok hırslı, kaba, zalim, direkt ve dolaylı olarak suikastlarla bağlantılı birini de gösterebilir.

Dünyasal olaylarda büyük savaşları, suikastları, özgürlük ve bireysel seçim karşısında faşizmi ve diktatörlük konularını işaret edebilir. Sağlık alanında kafa ile ilgili hastalıkları, açık yaraları ve beyin hastalıklarını gösterebilir. Ebertin’e göre Merkür ve Jüpiter özellikleri taşır. İyi tabiatlı ve iyi ahlaklı insanları gösterebilir. Ayrıca rafine tavırları sembolize eder. Güneş veya Mars ile kavuşum yaptığında kişi enerjik, alaycı ve kinayeli konuşmalar yapan birisi olabilir.

Castor ve Pollux İkizler takım yıldızının ikizleridir. İkizlerden Castor ölümlüdür ve at terbiyesi yeteneğiyle ünlüdür. Bazen Apollo olarak da adlandırılmıştır. Hukukta ve yayıncılıkta başarı verebilir, çok seyahat, at sevgisi, ani şöhret, ama sonra kayıp verebilir. Vahşete açıktır.

SOUTH ASELLUS
Anahtar kelimeleri: saldırganlık, başarma hırsı, ani yıkılma ve çöküşler, itibar kaybı, alkış arayışı, ev ve aileyle ilgili problemler, işitme, konuşma ve zihinsel problemler, hayalkırıklığı, hararet, ateş, hayaletler, UFO’lar. Doğum haritasında vurgulandığında kişi fanatik, saplantılı, risk alan ve vahşete eğilimli olabilir.

Yoğun odaklanmış enerji, aynı zamanda dar görüşlülük verebilir. Lider, diktatör ve saldırgan olabilir. Geçmişin mitleri ve şan şöhreti ile büyülenmiş, mistik, şiirde ve sözcük kullanmada yetenekli, hoşgörüsüz, karşıtlığı kendine çeken, söylem yeteneği olan, idealist ve mistisisizm karşısında tutku içermeyen değerlendirmeler yapabilen, tarafsız, katı ve soğuk gerçekleri irdeleyebilen birine işaret edebilir. South Asellus vurgulandığında temkin ve tutuculuğa karşın cüret etmek, doğru şeyi yapmaya kararlı olmak konuları gündeme gelir.

Sağlık konularında yanıklar, ateşler, arı sokması, körlük, göz problemleri veya çok keskin görüş, baş hastalıkları ve olası vahşi ölümlere işaret edebilir. Dünyasal olaylarda yangınlar, patlamalar, fırtınalar, bütün şehrin yıkılması, UFO olayları ve hayaletler bu sabit yıldızla ilintilidir. Ebertin’e göre Mars ve Güneş doğası taşır. Yardımsever bir mizaç, ciddi yanıklar ve vahşi ölüm tehlikesi gösterebilir.

REGULUS
Kraliyet yıldızlarından Kuzeyin gözcüsüdür. Regulus’a Kuzeyin gözcüsü denmesinin nedeni Yaz Soltist‘inde gözükmesidir. Anahtar kelimeleri: başarı, yüce gönüllülük, onur, kumanda etme yeteneği, güce düşkünlük, sağlam karakter, güçten düşme, skandallar, kazalar, şiddet. Doğum haritasında Regulus sabit yıldızı vurgulanan kişi kendi yaşamının yıldızıdır. Aşk dramasını, sahnede veya gerçek hayatta aktör olan kişileri sembolize eder. Bir işe çekingen ve içe dönük başlasa bile önemli ve etkili pozisyonlara yükselme kapasitesi vardır veya böyle bir yaşamın içine doğar ya da böyle bir yaşama sahip olacağı evlilikler yapar. Bu kişi iradeyi ele geçirmek ister ve kendisine tabi olunmasını, hayranlık duyulmasını bekler. Ayrıca kişi maceracı, cüretkar, idealist, risk alabilen ve başkalarına zarar verse bile kendi kanılarıyla hareket edebilen birisidir. Genellikle yaptığı herhangi bir hata büyük bir hata olur. Kalp cerrahı, kroner konularında uzman, hükümet, din, ordu ve tıp alanlarında çalışabilir. Hoşgörüsüzlük nedeniyle sıkıntı çekebilir. Düşmanlığa ve nefterete maruz kalabilir. Kimi zaman Regulus çürümeyi de ifade edebilir, ancak bu gücün doğru veya yanlış kullanımıyla ilgilidir. Genellikle asil bir zihin açıklığı, dürüstlük ve cesaret göstergesidir.

Dünyasal olaylarda gemi kazalarıyla ilintilidir. Regulus’un önemi ekliptiğe yakın olmasıyla vurgulanır. Ptolemy’e göre Regulus Mars ve Jüpiter karakterindedir.. Doğum anında Yükselen’in üzerindeyse kişiye cesur ve dürüst bir karakter verir (özellikle Güneş, Ay veya Mars ile kavuşum yapıyorsa). M.C.’de yer alan Regulus yüksek pozisyonlara ulaşacak bir kişiyi gösterebilir. Bu pozisyonlar kişinin doğmuş olduğu ortamı aşabilir. Geleneğe göre bu konum (eğer haritanın geri kalan kısmı da bunu gösteriyorsa) kişiyi yöneticilerle ve ünlü kişilerle bağlantıya geçirebilir. Jüpiter Regulus kavuşumu başarı için en iyi konumlardan biri olarak kabul edilir.

Daha sonraki yazarlar Regulus’u sadece Mars karakteriyle açıklamışlardır. Alvidas ise bunun Uranüs ile uyumlu açı yapan bir Güneş karakterine benzediğini söylemiştir. Vahşilik, yıkıcılık, kısa süreli askeri onur, düşüş, hapis, vahşi bir ölüm, başarı ve yüksek idealler ve ruhun gücünü sembolize eder. Kişiyi cömert, liberal, hırslı, güce düşkün, emir vermeyi seven ve bağımsız yapabilir.

VİNDEMİATRİX
Anahtar kelimeleri: dulluk, maddecilik, tedbirlilik, tanınma isteği, yoksulluk ve başarısızlık korkusu, Neptünyenlik, depresiflik, kaygı, ikiyüzlülük, afetler. Doğum haritasında vurgulandığında çok çeşitli yeteneklere sahip birini gösterir. Bu kişi sözler ve lisanla büyülenir, zarif ama sessizce saldırgandır. Kişinin din, hukuk, askeriye, edebiyat ve dilbilimlerinde güçlü bir yeteneği vardır ve genellikle derin bir dindarlık söz konusudur. Sözleri ve imgeleri kullanmak konusunda uzman veya sarkastik (iğneleyici alay) olabilir. Hor görme, umutsuzlukla savaş, denge, kendini kontrol ve ölçülülük arayışında olan, bazen namussuzluğa eğilimli, yasayla problemli kişilere işaret edebilir. Kişi eski bilgileri, gelenekleri ve el zanaatlerini yıkan veya yaşatan, tutuculuğa eğilimli, yasalarda ve düşünce biçimlerinde temel değişimler yapabilecek birisi olabilir.  Kabalık, hoşgörüsüzlük, vahşilik, havacılık da bu sabit yıldızın sembolize ettikleri arasındadır. Dulluk yıldızı olarak bilinir. Ayrıca haklar, hukuk ve dini özgürlük konularıyla da ilintilidir.

Sağlık alanında tüberküloz, ciğer, akciğer, omurga ve göz problemlerini gösterebilir. Dünyasal olarak yangınları, doğal afetleri ve imhaları (ilaçla kökünü kurutmak v.b), hava kirliliği gibi olayları sembolize eder. Ptolemy’e göre Satürn ve Merkür karakteri taşımaktadır. Diğer yazarlara göre ise Satürn, Venüs ve Merkür karışımı bir özelliği vardır.

SPİCA
Kraliyet yıldızlarına benzer. Boyutu ve ekliptiğe yakınlığı nedeniyle önemli bir sabit yıldızdır.
Anahtar kelimeleri: iyi bir gelecek, parlama ve deha potansiyeli, olağanüstü allah vergisi kabiliyet, idrak, onur, ün. Doğum haritasında vurgulandığında liderlik, güç, onur, din, felsefe, öğrenmek ve kültürlü olmak kişinin yaşamında önemli hale gelir. Ayrıca bu kişinin müziğe, sanata, edebiyata yeteneği vardır ve kolayca odaklanabilir. Üretken birisi olabilir. Başarı, bolluk ve mükemmelliği ancak mücadelerle, karşıtlıklarla ve büyük zorluklarla elde edebilir. Kişinin ebeveynleri soğuk ve ilgisiz olabilirler veya genç ölebilirler ya da bir şekilde yok olabilirler. Kişinin tıbbi konulara ve bağımlılığa eğilimi vardır. Önyargı, inanç, umut karşısında umutsuzluk ve alaycılık bu sabit yıldızın sembolize ettiği diğer konulardır.

Sağlık alanında sakatlığa ve özürlülüğe yatkınlıktan bahsedilebilinir. Dünyasal olaylarda sis, duman, hava kirliliği ve suikastları sembolize eder. Ün ve şerefle bağlantılıdır. Bilim adamları, yazarlar, heykeltraşlar ve müzisyenler için iyi etkisi olduğu söylenir. Doğum anında Spica Yükselen’de, M.C.’de ise ya da Jüpiter veya Venüs ile kavuşum yapıyorsa mütevazi geçmişten gelenlerin zenginliğinin ve bolluğunun korunduğunu gösterebilir. Ancak Spica köşesel evlerdeyse Satürn, Neptün veya Pluto ile birleşmişse ve gerilimli açılar alıyorsa  yükselmeyi trajik bir sonla düşüş izleyebilir.

Ptolemy’e göre Venüs ve Mars doğasındadır. Kişi için başarı, tanınma ve zenginliği, sanat ve bilim sevgisini ifade etmesinin yanı sıra, masumlara haksızlık yapan, verimsiz, yani ürünsüz, vicdansız ve prensipleri olmayan bir kişiyi de  gösterebilir.

ARCTURUS
Anahtar kelimeleri: tanınma, hür irade, kendi geleceğini saptama, başarı, yavaş ve sabırlı çalışmayla gelen başarı, savaşçılık, kavgacılık. Doğum haritasında vurgulandığında kişiye yolculuklar kanalıyla bolluk ve tanınma getirebilir. Güç kanalıyla adalete ulaşmayı, tartışmacı ve savaşçı bir yapıyı işaret edebilir. Mars ve Jüpiter ile kavuşum halindeyse ve uyumlu açılarla destekleniyorsa kişiye girişimci bir ruh ve kalıcı bir başarı verebilir. Eğer gerilimli açılar altındaysa olumlu etkisi zarar görecektir veya gerçek bir zorluk haline dönüşecektir. Hukuki bir davada kişi herşeyi kaybedebilir. Spica ve Arcturus arasında boylamda çok küçük ama enlemde büyük bir fark vardır. Spica daha büyüktür ve daha güçlüdür. Ptolemy’e göre Mars ve Jüpiter doğasındadır. Diğer yazarlara göre ise Venüs ve Merkür doğasındadır.

SOUTH SCALE
Anahtar kelimeleri: muhakeme, hıyanet, akrabaların veya malın kaybı, affedilmeyen, yalancılık, zorluğun üstesinden gelme yetisi, akıllılık, ikiyüzlülük, gizli acımasızlık ve zulüm eğilimi, depremler, yangınlar. Mars ile zayıf bir Satürn doğasındadır. Gece doğan kişilerde kötü etkisi pek görülmez. Güneş ve Ay’la kavuşum yaptığında sağlıkla ilgili kötü bir etkisi söz konusudur. Haritada Satürn ve Neptün ile bağlantılıysa kişinin oldukça aleyhine yorumlanabilir. Hatta Jüpiter ile bağlantısı bile gerilimli olarak yorumlanmaktadır.

Bu sabit yıldız vurgulandığında suyla bağlantılı bir tehlike söz konusudur. Esas adı Zubenelgenubi’dir. Doğum haritasında güçlü bir konumdaysa kişiye drama, tiyatro ve müzik sevgisi verir. Bu kişi üzerindeki egemenliğe direnen, savaş lideri ve strateji uzmanı olma potansiyelinde, güçlü bir hayalgücü olan ve yoğun duygusallık içinde bulunan birisidir. Ayrıca karamsar ve derin düşünceli, katı kalpli, affedemeyen, dürüst olamayan, kıskanç, vahşi, kendi hareketlerinin sorumluluğunu üstlenmeyen, seks skandalları yaşayan birisine de işaret edebilir. Hastalıklar, zehirlenmeler, hapis, gözden düşme, okült konular ve dünyasal veya ilahi yasalar, fiziksel veya dini selamet, başkalarını kurtarmaya çalışmak, çelişen dürtüler, yıkmak, iletişim kurmak, yardımcı olmak veya içe kapanma ve iletişimi reddetme gibi konular da bu sabit yıldızın sembolize ettiği konulardır.

Sağlık konusunda başta yaralanmalar, göz kazaları, ikiz-üçüz doğurma gibi olayları işaret edebilir. Dünyasal konularda gemi olaylarını, yasalarla ilgili olayları, depremleri, soykırımları, katliam ve kuşatmaları sembolize eder.

NORTH SCALE
Asıl adı Zubenelschemali’dir. Anahtar kelimeleri: geleceğin yıldızı, iyi bir gelecek, yüksek başarı hırsı, zenginlik, organizasyon kabiliyeti, kendini üstün görme, edebiyat, askerlik, yasal problemler, şevk, yüksekler ve alçaklar. Doğum haritasında vurgulandığında cesur, zorlu ve pek popüler olmayan davaları desteklemeye gönüllü kişileri işaret eder. Böyle bir kişi başkalarını kurban eden, başkalarının kurban edilmesine duyarlı veya kendisi kurban veya elitist (seçkinci) olabilir. Kişi bu özelliklerinden ötürü sorunlar yaşar, yüksek idealleri vardır, ama bu idealleri uygulamakta sorunlar yaşar. Karizmatiktir, ancak aynı zamanda kendisini takip edenlerin sorumluluğunu üstlenmek zorundadır. Adalet, kölelik, özgürlük, insan hakları, dahil etme-dışlama, savaş-barış konuları, özellikle ırk, din, politika, hukuk, kimya, matematik, astronomi, okült konular bu sabit yıldızın semboliz ettiği konulardır. Haritada güçlü bir konumdaysa kişi yazar, dansçı ve tiyatro sanatçısı olma yeteneği taşır. Dünyasal olaylarda fırtınalara, deniz kazalarına, cinayet ve suikastlara işaret eder.

ANTARES
Kraliyet yıldızlarından Batının gözcüsüdür. Sonbahar ekinoksunda gözükmesi nedeniyle Batının gözcüsü olarak bilinir. Anahtar kelimeleri: otorite, büyük güç, dikbaşlılık, ağır çalışma sonucu kazanç, savaş, yıkıcılık, etkili söz söyleme, nükleer olaylar, yangınlar, kalp problemleri, ırkçılık ve dini hoşgörü konuları ve insan hakları, şüphecilik, hırçınlık. Doğum haritasında vurgulandığında ün ve yüksek pozisyon anlamına gelebilir. Savaş ve aynı zamanda kayıp ve ölüm getirebilir. Bağımlılık, ırk, kölelik, insan hakları, tolerans veya toleranssızlık konularını sembolize eder. Antares bir köşe noktasına ilerlediğinde büyük bir problem veya hadise olabilir.

Sağlık konusunda kalp ameliyatlarını gösterir. Etkisi kötücül ve savaşa özgüdür. Ebertin’e göre Mars ve Jüpiter doğasındadır. Eski astrologların kayıtlarında Antares (Algol dışında) dünyasal olaylarda en büyük felaketlere eşlik eden yıldızdır. Akrep'in ilk yöneticisi Mars'tır. Jüpiter de Yay'ın yöneticisidir. Bu durumda Akrep-Yay (Pluto-Jüpiter) yani fanatizm, köktencilik, ya hep ya hiç Antares’in sembolizminde de görülür. Dünyasal olaylarda şehirlerin ve ülkelerin kuruluşunu, savaşları, nükleer felaketleri, deniz kazalarını, yangınları, sis ve dumanı, suiskastleri, insan haklarını, esareti, ırk ve sınıf konularını sembolize eder. Antares’in vurgulandığı bir savaş haritasında savaşa giren taraflardan güçlü olan kazanabilir, ama sonuçta büyük kayıplar ve ölümler söz konusudur.

Liberal, geniş fikirli, dikbaşlı ve kendi dikbaşlılığı nedeniyle kendisi için yıkıcı olabilen insanları gösterir. Kişiye dayanıklı, çetin, hırçın, döğüşken ve savaşçı özellikler verir. Dolayısıyla askeri personel için önemli bir yıldızdır. Stratejik yetenek, gözü karalık ve cesaret verir. Özellikle M.C., Asc., Güneş, Jüpiter ile bağlantılıysa kişinin cesareti aptalca olabilir. Haritada vurgulanan güçlü bir Antares bazen gittikçe artan bir tehlikeye işaret edebilir, bu durumda kişi her zaman ani ve öngörülemez olaylara ve kazalara hazırlıklı olmalıdır. Geleneğe göre Antares vahşi bir karaktere sahiptir. Kişi için vahşi bir ölüm de söz konusu olabilir veya tehlike yangın, silahlar ve makineler kanalıyla da gelebilir.

FOMALHAUT
Kraliyet yıldızlarından Güneyin gözcüsüdür. Anahtar kelimeleri: ünlenmek veya itibarın düşmesi, idealistlik, mistisisizm, öngörüşlülük, düşsellik, hayalcilik, yüksek ideallerin masumca peşinden gitmek, eğer yoldan sapılırsa maddi kayıplar ve başarısızlık, felsefeye ve okülte merak.  Fomalhaut idealler ve hayallerle ilgili bir sabit yıldızdır. Ütopya özlemini, din ve felsefenin derin sularını, ideal toplumları ve  insan ilişkilerinin ideal biçimlerini aramayı temsil eder. Doğum haritasında vurgulandığında kişi kendi görüşlerinde çok sabit, inatçı olabilir ve bu nedenle sıkıntı yaşayabilir. İnançlılık-ateizm ve önyargı, vahşet-pasiflik karşıtlıklarını gösterir ve bunlara göre kişinin haritasındaki ifadesi değişebilir. Haritada Fomalhaut güçlü olduğunda kişinin ideallerinin saf olması gerekir. Bu kişinin kendi amaçları için manipülasyon yapması, doğru yoldan ayrılması, ayrıca hayallerinin ve hedeflerinin kendisini yüceltme doğrultusunda kullanması herşeyi önce kazanıp sonra kaybetmesine neden olabilir. Doğum haritasındaki etkisi genellikle iyi olarak düşünülür. Kişiye unutulmaz bir isim ve karizma verebilir. Örneğin Hitler'in, Galileo'nun ve Lincoln'un doğum haritalarında Fomalhaut sabit yıldızı güçlüdür.

Ptolemy’e göre Venüs ve Merkür doğasındadır. Etkisinin şans getirici ve güçlü olduğu söylenir. Dünyasal olaylarda saldırılar, hava veya deniz kazaları, meteor düşmesi olarak gözlemlenmiştir. Aslında ya çok iyi ya da çok kötü etkiler yaratabildiğinden bir miktar Neptün etkisinde olduğu da belirtilir. Ancak Neptün karakteriyle beraber düşünüldüğünde olaylara yardımcı olan etkisi daha güçlüdür. Eğer Merkür ile kavuşum halindeyse zihinsel yeteneği gösterir ve bir yazar veya bilim adamı olarak başarı vaad edebilir. Yükselen’in üzerinde ve iyi açılar aldığı zaman ün ve hatırlanacak bir isim sağlayabilir.

SCHEAT
Doğum haritasında vurgulandığında yüksek derecede sanat, müzik, dans, şiir ve edebi ifade yeteneği ve başarısı verebilir. Ancak bazı durumlarda kişide ufak bir delilik esintisi olur. Kişi konuşmayı sever, aktör, dansçı, besteci, yazar, şair, komedyen, tedavici (doktor, psikiyatrist, hemşire, toplum sağlığı görevlisi) ve dolaylı olarak sağlık ve tıbbi araştırmayla ilgilenen birisi olabilir. Örnek olarak Edgar Cage, Nostradamus, Florance Nightingale, Pastör ve Kubler Ross’u sayabiliriz.

Scheat doğum hariatsında güçlü olduğunda kişinin zihinsel istikrarında zorluklar görülebilir. Şizofreni, paranoya, manik-depresif, otizm, sadizm eğilimi görülebilir. Tıpta ve askeriyede yeni icatları gösterebilir. Büyük üzüntüler, büyük şanssızlıklar, kişisel sorumluluk-pasiflik,  kaçış temaları, başkalarını ve toplumu suçlama, şevkat ve sempati-soğukluk, ilgisizlik ve kabalık, saldırganlık-barış karşıtlıkları bu sabit yıldızın sembolizmi içindedir.

Sağlık konularında boğulma tehlikesini gösterebilir. Dünyasal olaylarda fırtınalar, seller, deniz kazaları ve saldırılar olarak gözlemlenebilir. Ptolemy’e göre Mars ve Merkür, Simonit’e göre Satürn ve diğerlerine göre Satürn ve Merkür doğasındadır. Haritada malefiklerle bir arada olduğunda kişinin  maden kazası, uçak kazası ve benzeri felaketlerde yaşamını kaybetmesini gösterebilir. Bir devlet haritasında M.C.’ye veya Yükselen’e olan kavuşumu bir kaza veya felaketi gösterebilir. İlk atom bombası 18.7.1945 de Scheat sabit yıldızı M.C. ile kavuşum, Satürn ile yarım kare yaptığında atılmıştı. Alaska depreminde 1964 de Scheat Mars ile kavuşum halinde, M.C.’ye kare, Yükselen’e karşıt yapıyordu. Bu sabit yıldızın olumlu etkisi de görülebilir, ancak bu sadece bazı kişiler için söz konusudur ve bu olumlu etki sadece zihinsel becerilerin arttırılması yönünde ve, eğer kişi Scheat’in enerji akışını almaya hazırsa, gerçekleşebilir. Örneğin Goethe ve Nietzsche’nin Jüpiter’i, Victor Hugo’nun da Merkür‘ü Scheat ile kavuşum yapmaktaydı.